6 Mayıs 2014 Salı

Yola çıktım

2007 yılının 10 Ekim gününde, Brukselde hava her zamanki gibi gri ve yağmurluydu. 2010 Guney Afrika dünya kupası ile ilgili haberler yavaştan baslamisti, beraber çalıştığım İngiliz arkadaşlar ile aramizda futbol her zaman ki gibi önemli bir muhabbet konusuydu. Aklımda kendimi Maradona, Baggio, Van Basten, Roger Mila diye cagirdigim maclar, Meksika 86dan beri izlediğim tüm dünya kupalari, Meftun ve Gencay'a "Ben 2014 Dünya Kupasına gidiyorum geliyor musunuz? " içerikli bir email yolladim. O zaman 2014'ün Brezilyada olacağı henüz belli olmamıştı.

Ayni dönemlerde Ayla, Meksikalı arkadaşı Mariana'nın dünya seyahati hikayelerini dinliyor, bloglarda dünyayı gezenleri takip edip hayal kuruyordu.

Ayla için hayallerin gerçek olmasi, benim içinse uzun vadeli planlarin uygulanmasi anlamına gelen yolculuğumuz, dün başladı.

Uzun bir yolculuktan sonra Lima'ya ulaştık. Lima bana geniş caddeleri ve meydanları ile Madrid'i, Korna sesleri ve trafiği ile Marakeş'i, Metrobüs'ü ile İstanbul'u hatırlattı.  İspanyollardan kalan muazzam caddeler ve anıtların kimi korunmuş kimi ise şehrin karmaşasının içinde kaybolmuş. Şehrin önce modern mahallesi olan Miraflores'i turladik. Her adımda bir banka ve güvenlik görevlisi, ana caddenin sonunda yol denize ulaştı. Tepeden Büyük Okyanus'u seyrettikten sonra, parkların içinden Centro'ya doğru yürümeye başladık, buralarda her taraf park her parkta onlarca görevli çiçekleri suluyor etrafı düzenliyor.  Bir taksi ile pazarlık edip Centro'ya geldik. Şehir hala düzenli ama daha kalabalık ve gürültülü, plaza Mayor'da başkanlık sarayındaki askerlerin nöbet değişimi vardı. Her gün öğle üzeri askeri bando burada müzik yapıyormuş. Turistik bir sehirde tüm turistleri bir araya toplamanın en kolay yolu komik kıyafetler giymiş bir kaç kişinin gürültülü bir müzik yapması olduğunu bir kez daha gordum , tüm turistler toplanıp bandoyu izledik.

Lima listemizde sadece bir şey vardı: Ceviche.
Perulularin Sushiye cevabi olan marine edilmiş deniz ürünleri olan Ceviche için turist rotasından çıkıp yürümeye başladık, yolda devasa taneli haşlanmış mısır aldık, şehrin daha eski ve bakımsız caddelerinden geçip işyerlerinin arasinda , hedefimize ulaştık. Lima ilginç bir şekilde dünyanın en iyi restoranları listesine 2 restoran sokmayı başarmış, şehirde kaliteli restoranların sayisi oldukça fazla.

Lima taksici, polis ve banka bolluğu, yolda elinde tomar tomar dolar  taşıyan resmi üniformalı mobil döviz büroları, geniş caddeleri, ve harika Büyük Okyanus manzarası ile ilginç bir şehir.

Şimdi hedefimiz Amazonlar.

Hiç yorum yok: