16 Mayıs 2012 Çarşamba

Sri Lanka'ya gittim.

Konuk Yazar: E.A.

1 GBP ~ 200 LKR

Gecen sene 36 farkli egzotik ulkeye ucak bileti bakip en sonunda hic birine bilet alamayan Ayla bu sefer yeni yilda bambaska biri olacagim diye, Sri Lanka biletlerini hic dusunmeden 6 ay onceden almisti. Canimiz Piccadilly Line bizi yari yolda birakinca yola taksi ile devam ederek hava alanina ulastik (22 GBP, ~4400 LKR, 15 dakika). Ucak aktarma noktasi olan Dubai'ye 1 saat gec inince sabah sporumuzu Dubai havalinda kosarak yapmis olduk. Ikinci ucus da 1 saat gecikmeli kalkti. Dubai hava alani cok buyukmus, ucaga gitmek icin bindigimiz otobus 15 dakika kadar hava alani icinde dolastiktan sonra ucaga ulasabildi.

ETA formlarini Londrada doldurup ucretini onceden odedigimiz icin hic sira beklemeden pasaport kontrolinden geciverdik. Cikista ki taksi sirketlerinden ikisi ile pazarlik yapip 10000 LKR istedikleri Havaalani-Kandy  arasi icin 7000 LKR'ye anlastik. Yol 110 -120 km arasi ama 3 saat kadar suruyor.  Yol ustunde biraz mola verip ilk roti denemelerimizi yaptiktan sonra. Aksam hava kararirken (ekvatora yaklastikca hava daha erken karariyormus) Kandy'e ulastik.

Aksam sokaklarda biraz dolasip, kaldigimiz pansiyonun yanindaki Hint tapinagindaki ayine katildik, ev sahibimizin hazirladigi lezzetli yemekle gunu bitirdik.
-----------------------------------------------------------------------------------------
Kandy'de otelcilerin ve tuktukcularin tavsiye ettigi iki turistik aktivite var. Fil yetimhanesi ve Baharat turu, bir ikisini de pas gecip Botanik parkina gitmeye karar verdik. Giris bizim icin 1100 LKR yerliler icin 50 LKR harika bir denge.

Park cok guzel, bir cok ogrenci, aile ile birlikte az sayida turist de var.



Agaclarin alti genc sevgililerle doluydu. Biz de onlara katildik etrafi geleni geceni izledik. Parkta, dev bambular, orkideler, palmiye sokaklari, dunyanin en buyuk hindistan cevizleri ilgincti.  

Bir cok maymun ve bir yilan ve bir bukelemun ile karsilastik, asma koprude sallandik 

Her ne kadar kendimizle mucadele etsek de, gittigimiz ulkeler hakkinda televizyonda filimlerde anlatilanlar ile olusmus beklentilerimiz oluyor. Sri Lanka icinse gozumun onunde beyaz onluklu kalabalik ogrenci gruplari canlaniyordu. Parka buyuk bir ogrenci grubu geldi, bembeyaz onlukleri ile agaclarin altina oturup pirinclerini yediler, cimenlerde kosusturdular biz de izledik.  

Parktan ciktiktan sonra 15 LKR vererek, ilk belediye otobusu deneyimimizi yasadik, Kandy'e geldik. 

Sehir cok kalabalikti, her kose basinda askerler, ellerinde silahlari ile nobette, yolda bayraklarla slogan atarak yuruyen kalabaliklar vardi, biraz ilerleyince kalabaligin nedenini  anladik. Kriket sahasinda bir platform kurulmus Mahinda_Rajapaksa, Sri Lanka devlet baskani atesli bir konusma yapiyordu.

Sri Lanka gecmisi karisik bir ulke, butun eski koloni devletlerinde oldugu gibi bagimsiz devlet olmaya giden zorlu bir surecten gecmisler ve hala gecmekteler.  Ulkenin kuzeyinde bagimsizlik isteyen Tamiller Kaplanlari ile suren ic savas bir kac sene once yogun bir askeri operasyon serisi ile sona erdi. Bu surecte Londrada bir cok Tamil Sri Lanka devletini protesto etmek icin parlementonun onunde aylarca kamp kurmustu.  Bu gunlerde uluslararasi kuruluslar Sri Lanka'yi, bir kac sene once yapilanlari arastirmasi icin sikistiriyor. Zayif Seylancam ile anladigim kadari ile "bu vatan icin kursun atan da yiyen de kahramandir ", "Birlesmis milletler anasini da alsin gitsin" gibi kahramanca soylemlerle kalabaligi costuruyordu. 

Gole dogru yuruduk yolda muzige dogru yoneldik. Alisveris merkezinde kalabalik bir genc grup kapisinda  
"uluslararasi yemek festivali" yazan bir alanda muzik esliginde dans ediyorlardi, yemek standlarinda farkli ulkerin isimleri yazmasinda ragmen hepsi neredeyse ayni seyleri uzerinde farkli bayraklarla satmaya calisyorlardi. Liselilerin duzenledigi bir etkinlikmis, standlar acinacak haldeydi ama herkes muzik esliginde mutlu mesut dans edip egleniyordu, Galiba Turkiye'de Apaci dansi denilen dansi yapmaktaydilar ama cok emin olamadim.



Gol kenarina indik, tapinagin etrafinda dolastik. Aksam yemegi icin rehberden buldugumuz bir restorana oturduk. Biryani (Hint Pilavi)  ghee denilen agir bir tereyagi ile hazirlandigindan yiyemedik.
---------------------------------------------------------------------------------------------------
Sabah rotilerden olusan yollugumuzu alip, tren istasyonuna giden en kisa yol olan raylarin uzerinden istasyona gittik,  Once kisa bir yolculukla aktarma noktasina ulasip  1150 LKR'ye aldigimiz, Luxury Class trenimizi beklemeye basladik. binip Ella'ya dogru yola ciktik.

Tren guzel manzaralar esliginde daglara tirmanmaya basladi, cay tarlasi, daha fazla cay tarlasi ve sis. 1200 metreye kadar ciktik bir ara galiba. 6 saat sonra Ella'ya ulastik. Yolculuk sirasinda bekledigimizin aksine trene neredeyse hic satici gelmedi biraz ac kaldik.  Ella'da tren istasyonuna yakin bir pansiyona hizlica yerlestik(1500 LKR). Balkonumuzdan harika bir manzara vardi ama sis coktu ve goz gozu gormez oldu.


Pansiyoncunun cay bahcesinden gecip Ella'da Kottu Roti denen harika birsey yedik. Daha once Kandy'de ayni pansiyonda kaldigimiz, tren istasyonunda, botanik parkinda, trende karsilastigimiz Ingiliz ciftle roticide tekrar karsilasinca biraz lafladik. Londra'da da yakin yerlerde oturup calisiyor olmamiz ilgincti. Yemekten sonra yururken yagmur basladi, ne romantik diye dolanirken bir anda siddetledi, sirilsiklam olduk, bir sure yol kenarindaki bir cati altinda mahsur kaldiktan sonra otele geri donduk. Aksam yillar sonra ilk defa ates bocegi gordum, cok mutlu oldum. Beni o kadar etkiledi ki ruyamda sabaha kadar ates bocekleri ile oynadim.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ertesi sabah onceden anlastigimiz tuktukcu erkenden geldi.  Adam's Peak 'e gitmeyenler icin isimlendirilmis gibi duran kucuk Adam's Peak'e ciktik. Londra'nin duzlukleri bizi cok hamlastirmis, Besiktas otururken elimizde alisveris posetleri ile Masuklar Yokusunu kosar adim cikarken simdi uc bes adimi cikamiyoruz (yas da ilerliyor ama biz sucu Londra'ya atip rahatlayalim). Yorulduk, terledik ama tepeye ulastik. Ella Gap'a uzun uzun baktik.

Daha sonra bir cay fabrikasina gittik.  Bu sefer pirinc tarlalari arasindan baska bir tepeye tirmandik. Cay fabrikasini gezip cay kokusunu icimize cektik. Gunlugu 200-300 LKR'ye calisan kizlarin yaptigi caylardan 1000LKR ne kadar ucuzmus deyip aldik. Kendimden nefret etmek uzereydim ki giydigim ayakkabilarin Vietnam'da, gomlegin Hindistan'da, pantolonun Endonezya'da yapildigini hatirlayip gozlerimi kapatim, hafizami resetletledim, "cahillik mutluluktur" deyip yoluma devam ettim.

Ogleden sonra, her turistik sehrinde oldugu gibi Ella'da da olan selaleye gittik. Maymunlara muz verecektik, hepsi uzerimize hucum edince muzlari atip kactik.


Sabah ciktigimiz tepenin tam karsinda bir kayanin icine oyulmus tapinaga ve onun uzerindeki kayadan iceri dogru giden magaraya tirmandik, terden sirilsiklam olduk. 

Aksam yemeginde anne alman , baba amerikali, cocuklar Londrali olup su anda Singapurda yasayan 3 cocuklu bir alilenin yanina oturduk. Anne ve babanin cocuklarla iletisimi cok etkileyiciydi. Turk oldugumuzu ogrenen super entellektuel baba Orhan Pamuk'tan bahsetti. Kitaplarini okumus, begenmis. Bize baska Turk yazar sorunca Yasar Kemal'i ve Elif Safak'i Ingilizce olarak bulabilecegini soyledik. Yagmurda terlikle toprak yoldan gelmisler bu yuzden babanin ve cocuklardan birinin ayagina suluk yapismis. Adam kendi ayagindakini bizimle konusurken fark etti, telasla ayagindan ayirinca etraf bayagi bir kan oldu. Bu suluk denen hayvan bayagi igrenc birseymis. 

Yemekten sonra dunyanin neresinde olursa olsun birbirine benzeyen kafelerden birine oturduk. Bu kafelerden birine 1 saat oturunca nerede oldugunu tamamen unutuyorsun, masalar, menuler, muzikler hem bildik, boylece bir saat sonra ulkeye yeni gelmis gibi yoluna devam ediyorsun.. 
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
Sabah 6'da 9000 LKR'ye bizi 5 saatte Mirisa'ya goturecek klimali taksimiz geldi.

Dumduz yollardan, okula giden beyaz onluklu cocuklari izleyerek, ilerledik, yolda prezidentin baska bir mitingine denk geldik sonunda Mirisa'ya ulastik. Plajda biraz dolasip kalacak yer bulduk ve kendimizi denize,  gunese ve dalga sesine biraktik.

Hava sicak, kum harika deniz cok dalgaliydi.

Aksam, restoranlarin onune acilan tezgahlardan baliklarimizi, karideslerimizi sectik, 180LKR'lik biralar ile deli danalar gibi yedik, ictik. Aksam yemeginde biz balik secerken yanimiza 4 Cinli geldi. Tum baliklara ellediler kokladilar, buyuk bir siparis verdiler. Biz de bunlar isten anliyor yarin bunlarin siparis ettiklerinde siparis edelim dedik ama kismet olmadi. 

Ertesi sabah plajin daha az dalgali tarafina yuzmeye gittik. Kahvaltimizi yaparken bu cinli grup uzerlerinde dalis kiyafetleri ve snorkelleri ile onumuzden gectiler, ama bir tanesi geri gelmedi. Gun boyunca plajda kaybolan genci aradilar ama bulamadilar. Ayla olaydan cok etkilendi biz de Mirisa'da planladigimizdan bir gun kisa kalip gozumuz arkada ayrildik.  
-------------------------------------------------------------------------------------------------------

Ertesi sabah tuktukla Galle'ye dogru yola ciktik. Bir iki pansiyona fiyat sorduk. Yolda luks bir otelin onundeki guvenlikci bizi cevirdi.

"buraya gelin otelimiz cok guzeldir" dedi
"Amca burasi bize uymaz, baksana tipimize" dedik
"Olur mu canlar, kiminin parasi kiminin duasi" dedi.

bizi aldi resepsiyona teslim etti.  Tabii amcayla henuz kesfedilmemis bir dilde yaptigimiz dialogtan resepsiyondaki arkadas haberdar degildi. Ayla odaya bakti asagi indi. Oda 250 dolarmis. Bizim 4000 LKR'miz var dedik. Arkadas eline hesap makinesini aldi hesapladi hesapladi biz de heyecanlandik belki otel bostur bize indirim yapar diye dusunuyorduk ki arkadas dondu 32000 LKR dedi. Eyvallah dedik amcaya da selam verdik yolumuza devam ettik.  Pansiyonlarin birinde Iqbal ile tanistik. Turkiye'den geldigimizi ogrenince gelin benim guzel odam var diye kendi evine goturdu.

Soyledigine gore Hollanda buyukelcisinin de kaldigi odayi bize verdi. Evin karsisinda bir tarikat evi arkasinda da bir camii vardi. Galle musluman gecmisi olan bir sehir, bugun de aktif bir musluman nufus yasamakta.  Tarikat Naksibendi tarikatiymis ve Kibrisli Seyh Nazim siksik buraya geliyormus.

Biraz Galleyi dolastik, Kriket izledik, pazar yerlerini gezdik,

Aksam surlardan gunesin batisini izledik. Eski Galle yani surlarin ici son donemde Avrupalilarin akinina ugramis, sehirde bircok eski yapi el degistirmis, restore edilmis ve havali otellere cevirilmis. Gelen turist profili degismeye baslayinca servis de ona gore sekillenmeye baslamis, pahali kafeler, restoranlar acilmis. Biz Iqbal'in tavsiyesi ile Helal yemek yapan Hint restoranina gittik, iyi yapmisiz.
----------------------------------------------------------------------------------------
Sabah once ezanla uyandim.  Muezzin cok makamsiz okuyordu. Ezan bitti uykuya daldim ama bu seferde evin karsisindaki Tarikat binasindan gelen ilahi sesleri ile uyandim. Her cuma sabah namazindan sonra zikir varmis. Gunu Unawatuna plajinda gecirdik. Aksam tekrar dun gittigimiz hint lokantasinda yedik.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------

Galle'den Colombo'ya trenle gitmeyi planlamistik ama tren hattinda tamirat varmis o yuzden bu hat calismiyormus. Otobusle gitmeye karar verdik. Iki alternatifimiz vardi.

1. Galle'den 1.5 saat klimali otobusle otoyoldan gidip sonra belediye otobusu ile 6 km daha gitmek
2. Galle'den 2.5 saat minibus ile tali yoldan dur kalk gitmek,

Biz birinciyi sectik ama 6km icin 1 saat daha harcamamiz gerektigini bilmiyorduk.

Colombo'ya varinca cantalarimizi tren istasyonuna birakip Pettahi gezdik. Pettah kaotik kesmekes bir yer ne arasan var, Eminonu gibi.

Colombo'yu turladik. Cay ve baharat aldik, Sri Lanka'nin resmi kusu kargalari besledik.  Acik bufe yemek yedik, az acili olsun deme sansimiz olmadigindan Sri Lanka yemeklerinin ne kadar aci olabilecegini tattik.

Colombo'ya icimiz isinmadi kalmaktan vazgecip tiklim tiklim baska bir otobuse atlayip Negombo'ya gittik. Negombo bir Hristiyan sehri gittigimiz askam sehirde paskalya ainleri vardi. Bir pansiyona girdik ev sahibi ortada yoktu.  Hindistanda 6 ay kaldiktan sonra Sri Lanka'ya gelen ve bizim gibi kalacak yer arayan Michael'e rehber kitabimizi hediye ettik.
----------------------------------------------------------------------------------------------
Negombo plaji guneydeki plajlar kadar guzel degil ama daha cok yerli insan var etrafta.

Plaji dolastik, Katamaran ile denize acildik. Dolandirici katamaranci ile kavga ettik. Aksamustu aniden bir yagmur bastirdi, ardindan hava serinleri. Biz de Negombo'nun iclerine dogru yuruduk.


Yol boyunca onumuze cikan saticilardan, roti, hindistan cevizi, fistik, misir alip, aksam Kottu Roti ile kapanisi yaptik.


------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Sri Lanka bekledigimizden daha temiz ve duzenliydi.
Insanlar guleryuzlu.
Tuktukcularin matematigi biraz zayif.
Sehirler daha acikhava giftshop olmamis ama yakindir.
Hava alani cok pahali, fiyatlar dolar uzerinden
Cam sise kola cok yaygin.
Bence siz de gidin.



11 yorum:

Adsız dedi ki...

Sevgili EA, kalemine saglik. Hic sikilmadan butun gezinizi okudum, ben de gitmis kadar oldum;)
Aysegul

Asli A. dedi ki...

Daha fazla gezin ki blog bu kadar boş kalmasın, hatta sevgili Konuk Yazar, söyle Ayla'ya onun kaleminden de birşeyler okumayı özledik! :))

NewYork'tan ikinize de sevgiler,
Aslı

Günün Hikayesi dedi ki...

Asli, buraya yazdigimizdan daha cok geziyoruz ama tembellik iste, insanin icinde olunca atamiyor bir turlu.

New York sizi ziyaret gelmek cok isterdik, ama gecen sene amerika vizesine basvurmustuk red ettiler. UK'de guclu baglarimiz yok diye.

cok optum
Ayla

Bak Bu Harika dedi ki...

sen gittin benimde içim gitti:)
Görüşmek üzere
www.bakbuharika.blogspot.com

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
xat dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

Haftaya Srilankaya gıdeceğim diye araştırma yapıyordum. Sen olduğunu bilmeden okuyordum ki sevgili Erdal ve Ayla fotograflarda karşıma çıktı. Ne iyi etmişsiniz gitmişsiniz ve de deneyimlerinizi paylaşmışsınız, teşekkürler. Sonsuz sevgiler. Burcu Berk

Travel Holiday dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.