Barcelona-Sitges
Neredeyse bloguma bir aydır birşey yazmadım ama iyi bir mazeretim vardı. 2 haftalığına İspanya'ya tatile gittik. Haziran ayında da 1 haftalığına da Barcelona'ya gitmiştik. Anlayacağınız bu yaz iki aşamalı da olsa 3 hafta tatil yaptık.
Ne yalan söyliyim daha önce hiç bu kadar uzun tatil yapmadım. Gerçi ilk okuldayken yaz tatillerinde 1-2 aylığına Rize’ye anneannemin yanına giderdim ama onu es geçiyorum. Ne de olsa anneannemin eviydi.
Barcelona seyahatimden hiç bahsetmedim ama şimdi tüm “İspanya gezisi” başlıklı yazıma Barcelona'dan başlamak istiyorum. Barcelona'yı Ispanya'dan bağımsız yazıyorum ne olsa kendileri de "Barcelona İspanya değil" (Barcelona is not Spain) diyorlar.
10 Haziran'da Barcelona'ya ayak bastık ve bir de görelim Belçika'nın kasvetli havası bizi takip etmiş. Gökyüzü gri, hava kapalı, üşüyoruz. Yanımda da sadece ince bir hırka var. Neyse öncelikle şunu belirteyim, bizim planımız Barcelona’nin merkezinde kalmak değildi. Gitmeden bir kaç ay önce Barcelona'ya 40dk uzaklıkta olan küçük bir sahil kasabasında reservasyon yaptık. Nam-ı diğer Sitges’de kalıp, yedi günlük tatilimizin 5 gününü tüm gün plajda yatıp, tembellik yaparak geçirecektik. Kalan 2 günde de Barcelona'ya gidecektik.
Neyse hava soğuk ve zaman zaman da yağmurlu olunca tüm planlarımızı değistirmek zorunda kaldık. Barcelona'da otel bulmak için de geç olduğunda Sitges'de kalmaya devam ettik ama hemen hemen her gün Barcelona'ya gittik geldik çünkü Sitges'de denize girilemiyorsa yapılacaklar sınırlı. Sadece 2 gün güneş açtı, o günlerde de plaja gittik. Hava açtı ama talihsizlik peşimizi bırakmıyor, denizde ayağımı deniz örümceğı denen birşey ısırdı. Acıdan kıvrana kıvrana hastaye gittik. Neyse 1 saaat sonra acısı geçti ama ne olduğundan emin olamadıkları için yaptıkları tetanoz aşısının koluma yaptığı yan etkiden dolayı sol kolumu kullanmakta zorluk geçtim. Ama tüm bunlara rağmen tatilimiz güzel geçti. Nereden başlıyım bilemiyorum, çünkü pek çok şeyde ucup gitti. Keşke günü gününe not tutsaydım.
Şöyle söyliyim elimizdeki “Eyewitness Travel” rehberinin tavsiyelerini dikkate alarak dolaştık. Zaman kısıtlı belki ilerdeki günlerde hava açar bizde Sitges'de plajda bekleyen şezloglarımızda güneşleniriz umuduyla 1. gün epey bir koşturduk yollarda. Gezimeze Las ramblas'da (Barcelona'nın istiklal caddesi mi desem ne desem bilemiyorum ama istiklal caddes

Placa Reial) Daha sonra Marinanın yanından yürüyerek Old Town (Gotic Quarter)'a doğru ilerledik. Eğer bir benzetme yapmak istersem (istiyorum galiba) Old town bizim Sultan Ahmet'e denk gelebilir. Bizim old Town'da Sultan Ahmet Camimiz (Blue Mosque) onlarınkinde de Barcelona Katedrali var. Etrafta hem güzel oteller ve restoranlar hem de ucuz otel ve restoran

Barcelona'ya gelip Gaudi'nin eserlerini görmeden gitmek olmaz tabi. İlk “Sagrada Famil
Gaudi turumuzu da Park Güell'e gidip meşhur-herkesin fotograf çektirmek için sırada beklediği- kertenkele heykeliyle fotograf çektirerek tamamladık. Barcelona Unesco Kültür Mirasına girmiş iki eser olduğunu öğrenince, onları da görmeden gitmek olmaz dedik ve turumuz devam ettik. Bir tanesi “Palau de la Musica Catalana” 1908 yılında yapılmış bir konser salonu. Giriş 10€ ve sadece rehberli bir tur eşliğinde gezilebiliyor. 10€ verip girdik ama fotograf çekmemize izin vermediler, çok üzüldüm.
Diğer eser ise gene aynı mimar tarafında yapılmış bir hastane “Hospital de la Santa Creu i de Sant Pau”. Giriş ücretsiz çünkü burası hala aktif olarak kullanıldığından sadece bahçesi gezilebiliyor.Mimar açık havada hastaların daha çabuk iyileşeceğine inandiğindan büyük bir bahçe için 26 tane küçük binanın bulunduğu bir hastane yapmış.
3 yorum:
Ayla'cim
Valla bir yazdim mi bole yazarim dercesine yazmissin hakkaten :D
Dur daha okuyamadim ama fotolar super :)
optum.
Lahana Suyu Asli
cok islevsel bir yazi olmus aylacim. giris fiyatlarinin falan yazman eminim bir cok kisinin isine yarar. cokta guzelmis fotolardan anladigim kadariyla
sevgiler
Aylacım,
ilk resim süper ötesi bişi..
Yorum Gönder