1 Eylül 2008 Pazartesi

Bugün ne yaptım? Ispanya'ya Gittim

Ispanya Gezisi I. Bölüm
Barcelona-Sitges
Neredeyse bloguma bir aydır birşey yazmadım ama iyi bir mazeretim vardı. 2 haftalığına İspanya'ya tatile gittik. Haziran ayında da 1 haftalığına da Barcelona'ya gitmiştik. Anlayacağınız bu yaz iki aşamalı da olsa 3 hafta tatil yaptık.
Ne yalan söyliyim daha önce hiç bu kadar uzun tatil yapmadım. Gerçi ilk okuldayken yaz tatillerinde 1-2 aylığına Rize’ye anneannemin yanına giderdim ama onu es geçiyorum. Ne de olsa anneannemin eviydi.
Barcelona seyahatimden hiç bahsetmedim ama şimdi tüm “İspanya gezisi” başlıklı yazıma Barcelona'dan başlamak istiyorum. Barcelona'yı Ispanya'dan bağımsız yazıyorum ne olsa kendileri de "Barcelona İspanya değil" (Barcelona is not Spain) diyorlar.





10 Haziran'da Barcelona'ya ayak bastık ve bir de görelim Belçika'nın kasvetli havası bizi takip etmiş. Gökyüzü gri, hava kapalı, üşüyoruz. Yanımda da sadece ince bir hırka var. Neyse öncelikle şunu belirteyim, bizim planımız Barcelona’nin merkezinde kalmak değildi. Gitmeden bir kaç ay önce Barcelona'ya 40dk uzaklıkta olan küçük bir sahil kasabasında reservasyon yaptık. Nam-ı diğer Sitges’de kalıp, yedi günlük tatilimizin 5 gününü tüm gün plajda yatıp, tembellik yaparak geçirecektik. Kalan 2 günde de Barcelona'ya gidecektik.

Neyse hava soğuk ve zaman zaman da yağmurlu olunca tüm planlarımızı değistirmek zorunda kaldık. Barcelona'da otel bulmak için de geç olduğunda Sitges'de kalmaya devam ettik ama hemen hemen her gün Barcelona'ya gittik geldik çünkü Sitges'de denize girilemiyorsa yapılacaklar sınırlı. Sadece 2 gün güneş açtı, o günlerde de plaja gittik. Hava açtı ama talihsizlik peşimizi bırakmıyor, denizde ayağımı deniz örümceğı denen birşey ısırdı. Acıdan kıvrana kıvrana hastaye gittik. Neyse 1 saaat sonra acısı geçti ama ne olduğundan emin olamadıkları için yaptıkları tetanoz aşısının koluma yaptığı yan etkiden dolayı sol kolumu kullanmakta zorluk geçtim. Ama tüm bunlara rağmen tatilimiz güzel geçti. Nereden başlıyım bilemiyorum, çünkü pek çok şeyde ucup gitti. Keşke günü gününe not tutsaydım.
***
Şöyle söyliyim elimizdeki “Eyewitness Travel” rehberinin tavsiyelerini dikkate alarak dolaştık. Zaman kısıtlı belki ilerdeki günlerde hava açar bizde Sitges'de plajda bekleyen şezloglarımızda güneşleniriz umuduyla 1. gün epey bir koşturduk yollarda. Gezimeze Las ramblas'da (Barcelona'nın istiklal caddesi mi desem ne desem bilemiyorum ama istiklal caddesinde olmayan bir şey var burada o da; canlı heykeller. ) Türkiye'den gelen bir arkadaşımızla buluşup sahile doğru yürüdük. (Not.RasLamblas'da yürüken bir yerlerde oturmak ve çok da fazla uzaga gitmeden cadde üzerindeki curcunadan biraz olsun uzaklaşmak isterseniz tavsiye edebileceğim bir yer var:

Placa
Reial) Daha sonra Marinanın yanından yürüyerek Old Town (Gotic Quarter)'a doğru ilerledik. Eğer bir benzetme yapmak istersem (istiyorum galiba) Old town bizim Sultan Ahmet'e denk gelebilir. Bizim old Town'da Sultan Ahmet Camimiz (Blue Mosque) onlarınkinde de Barcelona Katedrali var. Etrafta hem güzel oteller ve restoranlar hem de ucuz otel ve restoranlar var. Bütçenize göre birşeyler bulmak mümkün. Fazla turistik olduğundan bir yere oturmak için uzun süre sandalye peşinde koşup, masalarda oturan insanların tepesinde dikilip yeter artık yemeğinizi yediniz daha fazla oturmayın bakışı atıp, istediğniz yeri kaptıktan sonra gelen yemeklerin hem pahalı hem de hiçbir özelliği olmadığını fark edince hayal kırıklığı yaşamanında olası olduğu güzel bir yer.


Barcelona'ya gelip Gaudi'nin eserlerini görmeden gitmek olmaz tabi. İlk “Sagrada Familia” a gittik (bitmek bilmeyen kilise). Giriş ücreti 8€, rehberli giriş de 11€'du. İçeri girip öyle saf saf duvarlara bakıp ya da devam eden insaatı izleyip, fotograf çekmek yerine bari rehberle girelimde hikayeyi doğru düzgün öğrenelim dedik. 11€' yu verdik girdik içeri. İnşaat 100 yıldır devam ediyormuş zaten Gaudi'nin kendisi de bu kilise anca 200 biter demiş. İnşaat bağışlar ve ziyaretcilerden toplanan paralar devam ediyormuş. Bizim çorbada katkımız oldu diyip verdiğimiz parayı da helal edip (hayırlı bir iş için paramızı harcamız olduğumuzun dayanılmaz mutluğuyla) keyifle dolaştik. Sonra Gaudi'nin diğer eserlerinin de aralarında olduğu (bunlardan biri Casa Mila) Barcelona'nın modern binaların görülebileceği “Quadrat d'Or-Golden Square” gittik.


Gaudi turumuzu da Park Güell'e gidip meşhur-herkesin fotograf çektirmek için sırada beklediği- kertenkele heykeliyle fotograf çektirerek tamamladık. Barcelona Unesco Kültür Mirasına girmiş iki eser olduğunu öğrenince, onları da görmeden gitmek olmaz dedik ve turumuz devam ettik. Bir tanesi “Palau de la Musica Catalana” 1908 yılında yapılmış bir konser salonu. Giriş 10€ ve sadece rehberli bir tur eşliğinde gezilebiliyor. 10€ verip girdik ama fotograf çekmemize izin vermediler, çok üzüldüm.

Diğer eser ise gene aynı mimar tarafında yapılmış bir hastane “Hospital de la Santa Creu i de Sant Pau”. Giriş ücretsiz çünkü burası hala aktif olarak kullanıldığından sadece bahçesi gezilebiliyor.Mimar açık havada hastaların daha çabuk iyileşeceğine inandiğindan büyük bir bahçe için 26 tane küçük binanın bulunduğu bir hastane yapmış.

Barcelona geçirdiğimiz son günde Montjuïc tepesine çıktık. Burası limana bakan bir tepe. 1926 yılında Barcelona'daki Expo yeri için bu tepe seçiliyor ve böylece burada inşaatlar başlıyor ve o günden bugüne The Palau Nacional binası kalmış. Görkemli bir bina. Bugün hala Ulusal Katalan Sanat Musesi (Museu Nacional d'Art de Catalunya) olarak kullanıyor. Hemen onun arkasında da Olimpiyat köyü vardı. İlk defa bir Olimpiyat stadının içine girdim.Daha önceden 19 Mayıs törenlerinde İnönü Stadına girmiştim herhangi bir farklılik hissetmedim. Emin olimpiyatların olduğu sırada çok heyecan verici bir atmosfer vardır. Biz sadece yeşil çim sahayla karşılaştık. Zaman dediğin hızla geçip gidiyor. Tatilimizin sonuna geldik. Gider ayak hava biz kıyak geçti, güneş açtı. Bizde soluğu plaj da aldık. 6 günün yorgunluğu üzerimizden atıp öyle Bruksel'e geri döndük.

.....

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Ayla'cim

Valla bir yazdim mi bole yazarim dercesine yazmissin hakkaten :D
Dur daha okuyamadim ama fotolar super :)

optum.
Lahana Suyu Asli

Sweety dedi ki...

cok islevsel bir yazi olmus aylacim. giris fiyatlarinin falan yazman eminim bir cok kisinin isine yarar. cokta guzelmis fotolardan anladigim kadariyla
sevgiler

AsYa dedi ki...

Aylacım,
ilk resim süper ötesi bişi..